Adına hayat denen tek perdelik oyunda
Yolumuzdan geçmeyen yolcular sıradandır.
Başka gözlerden akan sadece su damlası,
Uzaktan baktığımız acılar sıradandır.
Hukuk & Kültür ve Edebiyat Sitesi
Adına hayat denen tek perdelik oyunda
Yolumuzdan geçmeyen yolcular sıradandır.
Başka gözlerden akan sadece su damlası,
Uzaktan baktığımız acılar sıradandır.
TÜRKÜLERİMİZ
Türkü Türk'ün sesidir; anadolu ufkumuz
Duygulu türkülerle! sözlerimiz bellenir
Bağlama tınısıyla aşka gelir coşkumuz
Dinler iken; anında gözlerimiz sellenir.
HAYAT VE SON BAHAR
Başlar kırlangıçların göçü sonbaharın ardından,
Ve yapraklar da sararıp dökülür dallarından.
Son yeşilliklerdir sonbaharın alıp ta götürdüğü,
Ve son uçuşlarıdır kırlangıçların sürü sürü.
SEVGİN
Sen şu gönlümde parlayan bir inci tanesi,
Aşkla yazdığım şiirlerin ilham perisi.
Sevgimizin bittiği sanılan yerde bile;
Bilesin ki canım; sen sevginin ta kendisi.
ahşaptı annem
ondandır
sıvalarının dökülmüşlüğü
saksısı olmadı sabahları çiçeklerini sulayacağı
acılarını suladı
bahçesiydi yüzündeki çizgileri
ölümler ekti
meyvesiydi göğsünde ki çocuğuna emziremediği sütü
kasabaydı annem
saçlarındaki rengarenk örtülerdi sokakları
çıkmaza uzanan
kalabalık değildi yüreği
AY YILDIZIM
Gökte ay hilal
Ne muhteşem ya rab
Yanına yıldızını da katmış
Düşmüş şehidimin al kanı üstüne
Gökyüzü dar geliyordur muhakkak
Ateşlere atılsam sevdan uğruna
Son gördüğüm sen ol, uzağa gitme
Yansın bedenim bırak sevda yolunda
Son sevdiğim sen ol, uzağa gitme
Hayat imtihandır eğlenip durma!
Sırası gelenler göçecek dostum.
Azgın nehre çürük köprüler kurma!
İnsanlar üstünden geçecek dostum.
Bir ananın iki oğlu,
Bir amacın iki kolu.
O da ulu, bu da ulu
Azerbaycan - Türkiye...
ESERLERİN TAHLİLİ
Bakış atıp geçme oku kardeşim,
Emekle yoğrulan gül eserleri.
Marifet öğrenmek ilmi kardeşim,
Çin'de olsa bile bul eserleri.
Kendini bulmak için durmadan yürür insan;
Vardığı her menzilde değişir rüyaları,
Bazen bir asi olur, bazen ölü bir deniz…
İçindeki evrenin kırlarında görür ki,
Karanlıkta korkmadan yanan ateş böceği,
Güvendiği dağlara kar yağınca tükenir.
Bir emir geldi mevladan
Can ayrıldı cananından
Yalan dünya sarayından
Göçtü gitti benim babam.
Öyleleri var ki; başlardan ırak,
Başı-kıçı oynar, yaylı geçinir…
Meteliği olmaz, parayı bırak,
Kırıyı bulamaz, taylı geçinir…
Sen yoksun ya burada,
Dünyam yarı karanlık,
Günlerin ise bir anlamı yok,
Tek tesellim var annem,
Orada babamla birliktesin.
ALTMIŞ BEŞ YAŞ ÜSTÜ YÜRÜYÜŞ GÜNÜ
Kurduk ,durduk sokakların düşünü ..
Altmış beş yaş üstü yürüyüş günü
Atmak için karatina hüznünü
Altmış beş yaş üstü yürüyüş günü..
Bundan böyle yılların olmaz artık baharı,
Ne yapraklar gül açar, ne mevsim çalar yaza.
Kanatları ıslanmış yürek titrer dalında,
Dolu vurur, çiğ düşer yokluğunda temmuzu;
Karanlıkta yeryüzü ısınır mı Minelva?
Ben sen o yok inan
Onca insan
Bizler varız diyoruz
Korona denen kabustan
Mahvettiyse dünya alemi
Kara gün kararıp kalmaz
Bu günler de geçecek biliyoruz
TEMİZLİKSE SAĞLIKTIR
Günaydın tüm insanlar
Elini yüzünü yıkar
Evini havalandır
Mutluluk dolu bakışlar
Bu Nasıl Bir Derttir Dermanı Yoktur
Bedenimde Değil Ruhumda Sızı
Görünmez Bir Yara Acısı Çoktur
Bedenimde Değil Ruhumda Sızı
Ninem kurbanım derdi, sevdiği cancağıza,
Bizde seni çok sevdik, candan inan kurbanım.
Karlı dağ esintisi, serin gelir yağıza,
Vuslat aşkı tatmadan, yolu seçme kurbanım.
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Yarım yamalak sevdamız,
Kurak gönüllerde kurudu gitti.
Savruldu rüzgarlarla sevgi tohumlarımız ,
İnanıyorum verimli topraklara düşecek,
Arkasından büyük bir rahmet,
Gönül ülkeme giren, huzur bulsun her zaman,
Gözümüze yansıyan, adil bir dünya olsun.
Azgınlar dizginlensin, dilenmesin el aman,
Gamzelerden akışan sevinç gözyaşı olsun.
GÜZEL NE VARSA …
Güzel ne varsa gördüğüm
Bana seni hatırlatıyor sevdiğim.
Beyaz bir fulya
ADEM İLE HAVVA
Adem, Havva'yı bekler…
- Beklesin canım!
Böyle giderse şayet…
- Eee?!
EY SEVGİLİ
Asumanda dolunay ışıldayan gözlerin,
Kehkeşan’dan taç yapıp gerdanına takmalı.
Duymayı çok özledim, pek güzeldi sözlerin.
Muhabbet pınarından sevgiliye akmalı.
1963 Yılında Nevşehir'in Çat Kasabasında doğdu. İlk ve orta okulunu kasabasında liseyi Nevşehir Merkezde okudu. Ankara Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra kısa bir süre avukatlık yaptıktan sonra sırası ile Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesi , Niğde ili Çamardı İlçesi , Kırşehir merkez ve Konya illerinde hakim olarak görev yaptı. Halende bu görevini sürdüren Hüseyin Tuztaş evli olup Aykut ve Burak isminde iki çocuğu bulunmaktadır. Değişik dergi ve sitelerde şiir ve makalaleri yayınlanmıştır.
1984'te Erzurum Lisesi'ni bitirdi. 1988'de Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1989'da avukatlık stajını tamamladı.1991'de Sütçüler Askerlik Şubesi Başkanlığı yaptı. İki yıllık kurs ve stajlarını tamamlayarak Cumhuriyet Savcısı olarak atandı. Sırasıyla Tunceli (1993-1996) , Yusufeli, Artvin (1996-1997) , Yıldızeli, Sivas (1998-2001) , Adana (2001-2006) 'da görev yaptı. Halen Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görevini sürdürmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır.
ESERLERİ
İnsan Boşluğu, Şiir (İstanbul-1987, Ukde Yayınları)
Yağmur Islıyor Beni, Şiir (Ankara-2009, Berikan Yayınevi)
Hayri Buyruk 1972 Sivas doğumlu olup halen hakim olarak görev yapmaktadır.
Hayri Buyruk sitemizin değerli üyelerinden olup şiirlerini sitemiz de
yayınlamıştır.Ayrıca şiirleri Antoloji com da ve değişik sitelerde de yayınlamıştır.
Şiirlerinde derinliği ve gizemi ön planda tutun şair dostumuz bazan mahlaslı olarakta
şiirlerini yayınladığı olmaktadır. Sitemize büyük bir zenginlik katmıştır. Kendisine
teşekkürlerimizi sunuyoruz..
1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş ili, Ekinözü ilçesinde dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de şair olduğu için küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri 2 kitap olacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında 10.000 adet bastırdı. Fedai Yayınları arasında çıkan bu eser kısa zamanda tükendi ve 2. baskısını yine 10.000 adet bastırdı.
1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi. 1981 yılı Mart ayında emekli oldu.
Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynaklanmaktadır. 27 Mayıs Darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaralığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi. 30'a yakın davada yazdığı şiirler nedeniyle yargılandı, hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı.
Şiirlerinde esas unsur insandır. Serdengeçti, Töre-Devlet, Ocak, Yeni Düşünce, Yenisey, Alperen yayınları olarak şimdiye kadar 12 şiir kitabı, bir tane de makalelerinden derlenen nesir kitabı çıktı.
1985 yılında gazeteciliğe başladı. Bir ara politikaya girdi ve ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı: 'Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım'. 2012 yılında ciğerlerindeki enfeksiyon nedeniyle bir süre Konya'da tedavi gördü.
7 Haziran 2012 tarihinde, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yoğun bakımda iken hayatını kaybetti. İnanıyorum ki onun yiğitçe açtığı çığırdan bir çok yürekli şair yetişecek ve asırlarca onun duygularını şiirlerinde dillendirecektir. Kendisine Allah'dan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun..
Yayınlanmış eserleri:
Hasan'a Mektuplar (1965)
Akıl Karaya Vurdu(1965)
Eli Kulakta (1969)
Vur Emri (1973)
Kan Yazısı (1978)
Suları Islatamadım (1983)
Beşinci Mevsim (1985)
Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu (1994)
Yasaklı Rüyalar (2000)
Gökçekimi (2000)
Gerdanlık - I (2000)
Gerdanlık - II (2002)
Parmak İzi (2002)
Yağmur Yerden Yağar (2002)
Anadolu'da Bahar(2006)
Barış Çağrısı-Dünya Barışına Çağrı Grubu-Meneviş Yayınları(2009)
Aynanın İki Yüzü