Giderdi!
Of çekseydim, dağlar kayar,
Ovaya yatar giderdi,
Feryadı çıyanlar duyar,
Sürünür, yiter giderdi.
Ey! adına kurban olduğum ALLAH;
Dert verip de yaramızı oğdurma.
SEN’den başkasına etmem eyvallah,
.........Çaresiz bırakıp, ite boğdurma,
.........Başımızı, başkasına eğdirme...
Yine efkar bastı gönlümü ana!
Gamım-kasavetim durmuyor gayri.
Söyleyecek daha sözüm var amma,
Dilim damağıma vurmuyor gayri.
Şair olmak; önce gönül işidir,
Kişi, kalbe sevgi atarsa olur.
Siniri, öfkeyi terbiye edip;
Her acıya tatlı katarsa olur.
Neyim var, neyim yok, ortaya döktüm
Her tarafa yönlendirdim açımı
Umut tarlasına çok tohum ektim
Beşinci mevsime koydum biçimi
Aklım erdiğinden beri tanırdım,
Türk’ün sazındaki teldin Reyhani.
Ben de seni asla ölmez sanırdım;
.....Bildiğim çok güzel kuldun Reyhani,
.....Nerde doğdun, nerde öldün Reyhani?
Gerçek AŞIK idin, sevgiyle yandın,
Herkesi sen sandın, ne dense; kandın,
İftiraya kurban verdin, budandın,
.....Buna mı kahredip, yıldın Reyhani?
.....Nerde doğdun, nerde öldün Reyhani?
Hocam
Hocam, ben Şırnak’lı ‘Yağız Baran’ım;
Bir oğlum var, cahil kalmasın hocam…
İlim, irfan bilsin, canlar yakmasın,
Teröristten örnek almasın hocam…
Şimdiyece kıt-kanaat yetirdim,
Cebimdeki son kerteyi bitirdim,
İşte bak, elimle sana getirdim,
Oğlum pkk'lı olmasın hocam…
KELAM
Sözün özü şudur; velhasıl kelam:
Şanslısın; hedefe, eğer varırsan.
Dürüst biri isen vermezler selam:
Hele; haksızlığa karşı durursan.
Başa değil, hep ayağa bakarlar,
Yaptığına ille bir kulp takarlar,
“Altta kaldı” diye başa kakarlar,
Çokça yükü omuzuna vurursan.
Tenkit!
Artık tenkit etme zamanı geldi;
Ceketimi ayrı astım sizlerden.
Çekilen çileyi hanginiz bildi?
Sırlarımı gizli kustum sizlerden.
İstemezdim, gelmesin bu safhaya,
Artık çok da takmıyorum kafaya.
Giremem sizlerle aynı kefeye,
Ayağımı ayrı bastım sizlerden.
Geçinir!
Öyleleri var ki; başlardan ırak,
Başı-kıçı oynar, yaylı geçinir…
Meteliği olmaz, parayı bırak,
Kırıyı bulamaz, taylı geçinir…
Çaplarını sorsan; üç santim kadar,
Arabası yok da, stepnesi var,
Genişliği; bisikletten daha dar,
Asfalt yola sığmaz, raylı geçinir…
ETMELİ!
Aleme öz ile bir nazar edip,
Atomdan fezaya fikir etmeli.
Cismen bir damladan vücuda gelip,
Oluşan vücudu şikir etmeli.
Nedir bu gelişler, niye bu gidiş?
Nasıl bir tasarım, bu nasıl bir iş?
Nasıl bir kuvvet ki; zerreyi teftiş,
Tefekkür eyleyip, zikir etmeli.
Boşumuş!
Ne varlığa sevin, ne de üzül darlıkta
İyi-kötü beslediğin bünye boşumuş,
Bir zerre değilsin esas varlıkta,
İsim, ünvan, bütün künye boşumuş.
Hakikat sırrını HAKK’dan alırmış,
Erişmek isteyen arar, bulurmuş.
Dünyalık dediğin burda olurmuş;
Alemin merkezi Konya boşumuş.
Lüzum mu var ki?
Sanmayın ki isyan; değildir, haşa,
Dertlenecem amma, sözüm mü var ki?
“Gelmedik iş olmaz derler" ya başa!
Onları görecek gözüm mü var ki?
Bildiğim doğruyu söyledim durdum,
Beyhude kendime boş hayal kurdum,
Zavallı bedeni oldukça yordum,
Daha taşıyacak dizim mi var ki?
AKAR MIYIM Kİ?
Eh! Az değil artık, yaş ellialtı,
Düğlesem ipleri, seker miyim ki?
Bunca gamın, bunca yükün altında
Çağlasam, su gibi akar mıyım ki?
Tökezliyom önüme çıkınca seki
Artık seçemiyom karayla akı
Karıncanın götürdüğü şu yükü,
Bağlasam sırtıma, çeker miyim ki?
Karanlığa sınır böldüm,
Işıkları yandır bana…
Yoksulluğa rızık buldum,
Ekmeğini bandır bana…
Can mertlikten kaçmış ise,
Emaneti saçmış ise,
Hakkı bana geçmiş ise,
Günahını bindir bana.
Of çekseydim, dağlar kayar,
Ovaya yatar giderdi,
Feryadı çıyanlar duyar,
Sürünür, yiter giderdi.
Muradına erse idi,
Sefasını sürse idi,
Şu halimi görse idi,
Dilini yutar giderdi.
Benim adım Hasan, soyadım Korkut,
Doğduğum yer Hacıların Harmanı.
Acep, soyum-sopum nerdendir diye,
Araştırdım Erzurum’u, Narman’ı.
Narman’ın bir köyü Buldaçor varmış,
Bu köyü tamamen ermeni sarmış,
Çoluklu çocuklu yakmış kavurmuş,
Gelişimiz, “seferberlik” fermanı.