ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARAYOLLARI TRAFİK KANUN’UN DA VERMİŞ OLDUĞU İPTAL VE RET KARARININ SONUÇLARI
Hüseyin Tuztaş*
I- ÖNSÖZ
Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte trafik kazalarından kaynaklanan tazminatların kapsamını belirleyen usul ve esaslar konusunda Genel Şartların getirdiği düzenlemeler tartışılmaya başlandı. Buna 26.04.2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı (torba) yasası ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 90, 92, 97 ve 99. Maddelerinde değişikliklerde eklenince tartışmanın boyutu iyice büyüdü.
KTK’un 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar..Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” ifadesi ile tazminatların kapsamını belirleyen usul ve esaslar yönünden Karayolları Trafik Kanunu ile birlikte Genel Şartlar’ın hükümlerine atıf yapılması ve Genel Şartlar’ın hükümlerinin Türk Borçlar Kanun’un haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanmasının önüne alınması “İdarenin bir tasarrufu olan Genel Şartlar’a kanun gücü verildiği” eleştirilerini de beraberinde getirdi.
Özellikle Karayolları Trafik Kanunu ile açıkça düzenlenmiş hususların kapsamını daraltan yada genişleten Genel Şartlar’ın Hükümleri’nin normlar hiyerarşisi karşısında uygulanabilirliğinin olmadığı düşüncesi doktrinde hakim düşünce oldu. Örneğin KTK’un 98. Maddesinde düzenlenen tedavi giderleri içinde yer alan sağlık hizmeti giderlerinin kapsamı trafik kazası nedeniyle yaralanan kişinin hastane ve sağlık kuruluşlarında aldığı tıbbi tedaviye yönelik sağlık hizmeti ile sınırlı tutulmuşken Genel Şartlar ile sürekli sakatlık raporu alınıncaya kadar ki “bakıcı giderleri” ile “geçici iş göremezlik kayıplarının” sağlık hizmeti giderleri kapsamına dahil edilerek bu giderlerden sigorta şirketlerinin sorumluluğunun kaldırılarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğuna bırakılması en çarpıcı örneklerden biridir.[1]
Ancak Genel Şartlar’ın düzenlediği her alanda Genel Şartlar’ın uygulanması gerektiği düşüncesinde olanlar bu düşüncelerini Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinde ki “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” İfadesine dayandırıyorlardı.
Tartışmaların zirveye ulaştığı bir anda Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile;
a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “...bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “...ve genel şartlarda...” İbaresinin,
b) Kanun’un 92. Maddesinin (i) Bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi;
a) Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “...bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “...bu Kanun…” ve “…öngörülen usul ve esaslara tabidir.” İbarelerinin,
b) Kanun’un 92. maddesinin (g) bendinde yer alan “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ibaresinin,
c) Kanun’un 92. maddesinin (h) bendinde yer alan “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ibaresinin,
d) Kanun’un 93. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları,…” İbaresinin,
e) Kanun’un 97. Maddesinin Birinci Cümlesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” İbaresinin,
f) Kanun’un 99. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri,...” ibaresinin, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliği ile karar vermiştir.
Bu karar 09/10/2020 tarihinde resmi gazetede yayımlanması ile birlikte İptal kararı sonrası nasıl bir uygulama olacak? Genel Şartlar’ın hangi hükümleri uygulanacak? Hatta maluliyetin belirlenmesi için çıkarılan yönetmeliklerin hangisi iptal kararından etkilenecek gibi yeni yeni tartışmalar başladı. Maalesef her konuda olduğu gibi bu konuda da herkes kendi penceresinde bakarak farklı bir şeyler söylemeye başladı.
İptal kararı ile ortaya çıkan karışıklığı ve kafalarda oluşan soruları gidermek açısından, öncelikle Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı, Anayasa Mahkemes’inin gerekçe ve yorumlarının bağlayıcılığı, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının derdest dosyalar açısından sonuçlarını doktrindeki görüşler, benzer konularda Yargıtay uygulamaları ışığında ortaya koyarak bu bilgiler çerçevesinde “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının tazminat hukuku açısından sonuçlarının ne olacağı” konusunun daha iyi anlaşılacağı düşüncesi ile bu makaleyi kaleme aldım.
*Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi
[1] Tuztaş Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazmini, Sayfa 7 ve 8
Yasal Uyarı: Bu makalenin tüm telif hakları Hüseyin Tuztaş ve Sevgi Pınarına aittir. Yazarın izni dışında başka yerde yayınlanması sorumluluk gerektirir. Ayrıca makaleden alıntı yapılması durumunda makale ve yazarın isminin yer alması da yasal zorunluluktur.