27 mayıs darbesinin yıldönümünü yaşadığımız bu günde, bir taraftan o günden günümüze gelişmelerin bir kronojisini ortaya koyarken diğer taraftan 27 mayıs darbesini de unutturmamaktır. Bu makalede hiç bir ideoloji ve hiç bir önyargı temel alınmamıştır. Okuyucunun da mümkün olduğu kadar objektif bir düşünce ile makaleyi değerlendirmesi en önemli arzmuzdur. Bu girişi yaptıktan sonra haydi şimdi 27 Mayıs Darbesi ile gelen ve akabinde gelişen olayları bir hatırlayalım.
Makale Günlüğü
27 MAYIS DARBESİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ !
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.-
26 Mayıs 2020 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 6765
Masanın iki yanı
Serdar Tuncer tarafından yazıldı.Deri koltuğa üslubunu, şahsiyetini, rengini veren insanlar da vardır, koltuktan üslup, şahsiyet, renk devşirenler de. İtibarını koltuğa borçlu olanlar ve haysiyetiyle koltuğa itibar verenler yani.Birinde koltuğu alıversen adamdan geriye hiçbir şey kalmaz, diğerinde adamı alsan koltuk anlamsız kalır.
-
24 Ağustos 2017 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 1366
15 TEMMUZ DESTANI
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.15 TEMMUZ DESTANI
-
15 Temmuz 2017 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 1498
Miraç
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Miraç
Miraç (Arapça: معراج Mi'rāj), yükseğe çıkma anlamındaki söz. Arapça uruc sözcüğünden türetilmiş olup merdiven anlamına gelmektedir. İslam inancında, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) göğe yükselişini ifade etmek üzere kullanılan bir terim hâline gelmiştir.
-
12 Nisan 2017 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 5143
30 Ağustos Zaferi ve Anlamı
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.30 Ağustos Zafer bayramını idrak ettiğimiz bu günlerde maalesef yine klişeleşmiş kutlama mesajları, hamasi nutuklar ile geçiştiriyoruz.Oysa böyle özel günleri tekrar tekrar hatırlamanın bir anlamı, geçmişten geleceğe taşınması, anlatılması gereken bir şeyler olmalıdır. O şeyde ülkesini işgal etmekte olan düşmana karşı birlik ve dayanışma içinde büyük bir zafer kazanılmasıdır.
-
30 Ağustos 2015 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 3636
ŞEHİTLİK MERTEBESİ HAYAT-ÖLÜM ÇİZGİSİNDE ŞEHİTLİK MERTEBESİ
Editör tarafından yazıldı.Yaşayan varlıkların sahip olduğu en değerli şey candır. Türk dilinin, "Önce can, sonra cihan" şeklinde ifadeye döktüğü bu gerçek şüphe yok ki, bütün dillerde benzer ifadelere bürünmüştür. Varlık planına çıkmasında herhangi bir etkisi olmayan, kendini doğumla birlikte "hayatın içinde" bulan insan, hayatı yalnızca kendinin sahibi olduğu ve hiç kaybetmek istemediği bir değer olarak algılama eğilimindedir.
-
16 Ağustos 2015 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 3193
İTAAT - İSYAN- İSTİŞARE KÜLTÜRÜ
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Toplumların demokratik gelişmesinde “itaat” ve “isyan” kavramlarının tezahür şeklinin çok önemi bulunmaktadır. Burada itaat dan kastımız tabi olduğumuz egemen güçten gelen emir, yasak ve talimatlara sorgulama ve değerlendirme ihtiyacı duymadan şartsız bir şekilde uymaktır. İsyan ise yine yanında yer aldığımız grup, lider vs emir ve talimatı ile sorgulama gereği hissetmeden reddetmedir. Üzülerek görmekteyiz ki toplumumuz hatta kurumlarımız hep bu iki kavrama mahkum olmuş insanların çatışması ile geçmektedir. İnsanlar doğrunun , iyinin ve güzelin ne olduğunu ortaya koymaktan ziyade tüm enerjisini yer aldığı kültürün egemen olması için harcamaktadır. Bunun sonucu “Çatışma Kültürü” ortaya çıkmaktadır.
-
12 Ağustos 2014 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 4327
Sosyal Medya
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı aldığı bir kararla Twitter’ın Türkiye den erişimini engelledi. TİB nın bu kararı Türk Mahkemeleri tarafından kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesi ile Twitter de ki bazı hesapların kapatılmasına ilişkin kararların Twitter tarafından uyulmamış olması gerekçe gösterildi. Bir müddet erişimi engellenen Twitter daha sonra Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılması neticesi, Twitter'a erişim engelinin kaldırılması gerektiğine hükmetti. Twitter'ın engellenmesiyle ilgili bireysel başvuruları görüşen Yüksek Mahkeme, "Erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğünün ihlali" anlamına geldiğine oybirliğiyle karar verdi.
-
11 Nisan 2014 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 4026
Gündemimiz "Yargı" -2-
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Yargının bir güç olup olmadığını tartışmadan güçten ne almak gerektiğine bir açıklık getirmek gerekir. Bir kesim yargının gücünden bahsederken yasama ve yürütmeye karşı olma kudreti olarak yargının yerini konumlandırdı. Bir başka deyişle bu düşünce yargıyı hep yürütmenin karşıtı, muhalifi ve rakibi olarak algıladı. Bu nedenledir ki yürütmenin aldığı kararlar ne derece iptal edilirse yargı o derce bağımsız ve güçlü sayıldı. Oysa yargı yasama ve yürütme ile birlikte devleti ayakta tutan bir güçtür. Bu haliyle yargı yürütme ve yasamanın ne karşısında ne de yanındadır. Yargı anayasa ve kanunların verdiği yetkiye dayalı olarak yargılama faaliyetini gösterirler. Yargılama faaliyetini gösterirken yargının bağımsız, yargılama görevini yapan kişilerinde tarafsız olması asıldır.
-
07 Şubat 2014 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 4987
Gündemimiz "Yargı" -1-
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Yargı bir daha gündemin tam ortasında. Diyeceksiniz ki yargı ne zaman gündem dışında kaldı ki? Gerçeği söylemek gerekirse yargı aldığı kararlar ile hep gündemimizde olmuştur. Ancak bu kadar öne çıkmamıştı. Yakın geçmişimize bir göz atacak olursak 27 mayıs darbesinde ülkenin seçilmiş başbakanı ve iki bakanı hakkında savunma hakkı bile doğru dürüst tanınmadan idam kararını veren yargıydı.
-
31 Ocak 2014 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 5686
“Adam olmak” yada “Adam Kalmak”
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı."Adam olmak" tabiriyle kastedilen, toplum tarafından genel kabul görmüş bir ahlaka, kültüre, tavra ve adaba sahip olmak, makbul olarak bilinen belli kalıpları üzerinde taşımaktır. Bu değerler sistemi, kalıpları ve kuralları ile toplumun büyük bir çoğunluğunca kabul görmekte ve uygulanmaktadır. bu kalıpların ve kuralların nereden doğduklarına gelince bu uzun süre içinde insanların davranış biçimlerine toplumdaki insanların yaklaşımı ile oluşmuş kurallardır.
-
01 Ocak 2014 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 6278
DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZ
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZ
Demokrasi öyle sihirli bir kavramdır ki sürekli gündemde olup bütün arzuların ve isteklerin önünde yada arkasında yada içinde yer alır. Çoğu zaman bulunduğu yer ve konum itibarı ile demokrasi kavramına bakış açısında da farklılıklar oluşur. En basit tanımlama ile demokrasi toplumdaki tüm bireylerin yönetimi şekillendirmede katkısının bulunmasıdır. Bu durumu Atatürk çok veciz bir şekilde özetlemiştir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Gel gör ki ülkemizde demokrasi kültürü bir türlü gelişmedi. İşte şimdi oldu demeye niyetlendiğimiz sırada yine başa döndüğümüzü maalesef üzülerek görüyoruz. Kültür demişken kültürel gelişimde kaçıncı sırada olduğumuza yönelik “Kültürel Sıralamada Kaçıncıyız” başlıklı yazımda dile getirmiştim. Evet kültürel sıralamada 93. sırada seyreden bir ülkede demokrasi kültürünün gelişmesi ve yerleşmesi mümkün mü elbette mümkün değildir. Ülkemizde demokrasi kavramı öyle esnektir ki herkes kendi konumuna , kendi partisine , kendi ideolojisine göre tanımlamaktadır.
-
06 Haziran 2013 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 4589
Kültürel Sıralamada Kaçıncıyız?
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Hep tartışır dururuz ülkemiz geri kalmış bir ülkemi , gelişmekte olan ülkemi yoksa gelişmiş bir ülkemi? Ekonomik kıstaslara bakıldığında dünyanın on yedinci sırasındayız dahası G 20 ülkeleri içinde dünyanın gelişmiş 20 ekonomisinin içindeyiz. Bu yazıyı okuyanların siyasi görüşüne göre kiminin “tabi ki öyle hatta 2023 de ilk 10 ekonomisi içine gireceğiz” diyerek bu düşünceyi onaylarken bazılarınızda “hadi oradan abartıyorsun hükümetin propagandasını yapıyorsun” eleştirisini yaptıklarını görür ve duyar gibiyim. İster kabul edelim ister etmeyelim ekonomik değerler açısından G 20 içindeyiz. Aşağıdaki resime baktığımızda bizim başbakanın da el salladığını görebiliriz.
-
04 Mayıs 2013 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 4500
Zafer Ancak buna inanlarındır
Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.Zafer, hedeflenen amaca ulaşmadır. Bireyler , devletler , gruplar velhasılı herkes zafer ister. Ancak zaferi elde etmek kolay değildir. Bir pırlanta gibi belki de daha da değerlidir ki her zaman , her yerde elde etmek mümkün değildir. Zafer rastgele kazanılmaz. Zaferi kazanmak bilimsel bir vakıadır. Zaferi elde etmek için belli şartın bir arada bulunması gerekir. Bunlar: Doktrin , metot, kadro ve liderdir.Tek tek inceleyecek olursak;
1- Doktrin: Bir fikir ve inançlar bütününü ifade eder. Doktrin zaferin temelini teşkil eder. Hedeflenen zafer konusunda donanımlı bir fikri ve inancı temsil eder.
-
01 Eylül 2012 tarihinde yayınlandı.
-
Gösterim: 8681