Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Kimilerine göre o ‘Devrimci’bir sanatçı, kimilerine göre ‘Vatan Haini’kimileri içinse paranın geldiği yöne göre renkten renge geçebilecek bir kapitalist sanatçı, kimileri içinse o derin devletin önce adını parlattığı sonrada gözden sildiği,bireyler arasında anlaşmazlık çıkarma ve bölmenin argümanı idi.Hatta hızlı ülkücü bazı dostlarımızdan;''Adamı hiç sevmiyorum ama şu parçası tam beni anlatıyor…''tarzı konuşmalarını çok duymuşumdur.
Bu garip durumu Ahmet Kaya’da fark etmiş olmalı ki kendisine sorulan bir soruya; “Beni sağcılar sevmez, beni solcular sevmez, beni İslamcılar sevmez. Peki, kardeşim kim bu benim albümlerimi alan milyonlarca insan, kim bu konserlerime gelen on binler?” diyerek halktan kopuk siyaset üreten köşe yazarlarını ve sanatçıları eleştirmişir.

Ve Derin El Düğmeye Basıyor


Ahmet Kaya’nın sanat hayatı boyunca aldığı ödülün kesin sayısını bilemiyoruz; ancak birçok kez çeşitli kurumlar, televizyonlar, gazeteler, dergiler tarafından halk oylamalarıyla yılın sanatçısı seçildi. Birçok yardım kuruluşu ve demokratik kitle örgütlerinden onur ödülleri aldı. Neredeyse her albüm sonrası olduğu gibi ’98 yılında da bu kez Magazin Gazetecileri Derneği’nin halkoylarıyla belirlediği “Yılın Sanatçısı”, Ahmet Kaya olmuştu.
10 Şubat 1999 gecesi Türkiye’nin en ünlü sanatçılarının ve simalarının bulunduğu bir salonda yapılıyordu ödül töreni ve Show TV’den canlı yayımlanıyordu tüm Türkiye’ye. Herkes sırasıyla çıkıp ödülünü alıyordu sahnede. Sıra Ahmet Kaya’ya geldi, yılın sanatçısıydı Ahmet Kaya. Bir kez daha sahneye alkışlarla çıktı, ödülünü aldı ve “Giderim” isimli şarkısını söylemek için mikrofonu eline alıp şu konuşmayı yaptı:
“Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir KÜRTÇE şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum.”


Salonda derin bir sessizlik oldu…


Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, Habertürk'te Balçiçek Pamir'e konuştu: "Bir kadın gazeteci 'sünnetsiz p...k' diye bağırıyordu. Çıldırmış vaziyette idiler. Canımızı zor kurtardık. Hürriyet gazetesi, ertesi gün "Ayıp ettin gözüm" diye manşet attı. 1993 yılında bir konserde Kürdistan haritası önünde Ahmet Kaya'yı gösteren bir de fotoğraf yayınladı. Hemen pasaportlarımıza baktık. 1993 yılında yurtdışına hiç çıkmamışız. Üstelik Hürriyet, 1994'te Ahmet'e, Altın Kelebek ödülü vermişti. Böyle bir konser olsaydı, yılın sanatçısı ödülü verirler miydi? Hem 1999 yılına kadar o fotoğraf neden bekletilmişti? İşte o zaman düşündük; düğmeye basılmıştı..." (Neden düğmeye hep Hürriyet basıyor? Sahte andıçlar üzerine niye Hürriyet'in başyazarı, kendi arkadaşları için "İçimizdeki hainleri tanıyalım" diye yazıyor? H.G.)
Gelelim diğer garabetlere. Ahmet Kaya’yı bölücülere konser vermekle eleştirenler(gerçi bu elbette olmamalı idi)benzer konserleri defalarca veren kimi sanatçıları ‘Cumhuriyet Mitingleri’nin baş sanatçısı yapmaktan ve seçim zamanlarında o sanatçıların müziklerini kullanmalarını nasıl açıklayabilirler bu halka. Kimdir bu sanatçı ? Edip Akbayram tabiî ki.Onların düştükleri duruma düşmemek için Edip Akbayram’ı dinlediğimi ve asla düşüncelerinden dolayı onu yadırgamadığımı belirtmek isterim.


Ya sonra Ajda Pekkan’ın Kürtçe şarkı söylemesine ne demeli. O halde oda bir vatan haini namzedi olamaz mı?
TRT Şeş yayında, neredeyse Kürtçe türkü söylemeyen kimse kalmadı.TRT Avaz 21 Mart'ta yayına başladı,tüm Türk Dünyasına birlik ve kardeşlik mesajları ulaştırılmakta.Etnik kökene dayalı aşırı milliyetçilik anlayışının bu millete huzur getirmediği,birileri tarafından kötü amaçlar için kullanıldığı ve toplumun birlik ruhuna daha çok zarar verebildiği görülmüş durumda.Çok yakında mafyalardan, çetelerden, gladyo gibi karanlık oluşumlardan arınmış aydınlık bir Türkiye dönemi başlayacak.
Şimdi gelinen böyle bir süreçte, parıldayan ışıktan yarasalar gibi korkan kimi çevrelerin yıllar önce bir sanatçıyı niçin ‘Vatan Haini’ilan etmiş olmalarının altındaki derin anlamı çıkarabilmek artık o kadar zor olmasa gerek.
Bu ülke el altından nasıl idare edildiği, kimlere hangi emirlerle istenilenin anında yaptırıldığı sanal âleme düşen sesli ve görüntülü kayıtlar göstermiyor mu a dostlar?


Ne diyor bir zat_ı muhtereme ait olduğu iddia edilen videoda;
Basın için; “Ben açıyordum derdim ki sen kimsin ulannn, aman ne biçim konuşuyorsunuz, böyle konuşuyorum, yazının değeri kadar cevap alırsın”.


Resmi makamlar için;“Celalettin’i emniyet genel müdürünü sıkar yaa. Şeyi sıkar yaaa Vali’yi. Bu telefonu açar bu ordu komutanı, yapmayın etmeyin, çıldıracağım, açar bana bak vali, o emniyet müdürüne söyle ayaklarını keserim haa der tak kapatır. O kadar. Böyle konuşulur, biz böyle konuştuk. Böyle yaşadık. Sıkar diyorum bak şerefsizim sıkar yaaa. Celalettin’i falan sıkar. Buradan polis salâvatla geçer. Şerefsizim diyorum yaaa.’’


İşte böyle dostlar.Aradan yıllar geçti,ortaya çıkan son vahim gelişmeler birilerinin bizleri birbirimize düşürmek için ne kadar sinsi ve hain planlar kurguladıklarını gösterince ben artık Ahmet Kaya’nın onların gösterdiği Ahmet Kaya olmadığına ikna oldum…ya siz?
 

Hayrettin KAYA /  Sosyal Bilgiler Öğrt.

Yorum Yapabilmek için Siteye Kayıt olmanız gereklidir.

Siteye Kayıt için Tıklayınız.