Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

T.C.

Y A R G I T A Y

17. Hukuk Dairesi

ESAS NO  : 2011/10778

KARAR NO : 2012/10932 

 

Y A R G I T A Y   İ L A M I

 

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacı vekili, davalıların işleteni-sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek 30.000,00 TL işgücü kaybı, 13.803,00 TL tedavi gideri ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne daimi maluliyet tazminatı isteminin reddine, 7.517,93 TL tedavi giderine, sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme nedeniyle ödeme tarihine kadar işleyecek faizin davalılardan tahsiline ve 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılamasında belirlenen kusur oranının bağlayıcı olmamasına ve Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü esas alınarak düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi, manevi ve tedavi giderleri tazminat istemine ilişkindir.

Karardan sonra yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik  kazaları  nedeniyle  üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları  sağlık  hizmet  bedellerinin  kazazedenin  sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı",

Yasanın geçici 1.maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet  bedelleri  için  bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne  veya yaralanmasına  veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir.. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk  sigortası yaptırmak zorunludur.

Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır ,Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.

Yukarıda açıklanan  yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu'na" geçtiğinden eldeki davada yasal hasım "Sosyal Güvenlik Kurumu" olması gerekir.

Bu durumda mahkemece, "Sosyal Güvenlik Kurumu'nun" davaya dahil edilmeli, tarafların  delilleri toplanmalı,  davacı tarafından talep edilen 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, sorumluluğu tesbit edilmeli, bu madde kapsamı dışında kalan giderlerden ise, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmeli, bu konularda uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı gerekçeli, denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

2-Kabule göre;

a-Davacı, meydana gelen kaza sonrasında sürekli işgücü kaybına uğrayacak şekilde yaralanmış, sürekli işgücü kaybı tazminatı ve tedavi gideri talebinde bulunmuştur. Sürekli işgücü kaybı tazminatı yargılama sırasında ödenmiştir. Uyuşmazlık, tedavi giderlerinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Davacı, yaralanması sonucunda uzun süre tedavi görmüş, buna ilişkin tedavi belgeleri ile bir kısım faturalar sunmuştur. Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapıla giderleri değil, bunun dışında ilaç, pansuman, medikal malzeme yanında doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak zorunlu refakatçi  ve ulaşım gibi giderleri de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir.

Hükme esas alınan hukukçu bilirkişi raporunda genel olarak faturalar ile sınırlı kalarak tedavi gideri belirlemiş bu rapora davacı ve davalılar itiraz etmişlerdir.

Bu durumda mahkemece, yaralanmanın niteliği konusunda uzman hekim bilirkişiden tedavi için yapılacak zorunlu giderlerin belirlenmesi yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

b-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince,  TTK.nun 1299/1.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1, 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1.maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta  Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde  sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketine ihbar 15.12.2006 tarihinde ihbar edilmiştir.  Sigorta şirketi zararın tamamı yönünden temerrüdün gerçekleştiği 24.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu tutulması gerekirken, ihbarda talep edilen tazminat ile sınırlı olacak şekilde temerrüt tarihinden faizle sorumlu tutulması doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin  temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 11.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  

 

Yorum Yapabilmek için Siteye Kayıt olmanız gereklidir.

Siteye Kayıt için Tıklayınız.