HANIMLAR EVDEKİ KİTAPLARDAN NEDEN YAKINIR?
Hanımlar özellikle beylerin evdeki kitaplarından yakınma eğilimindedir. Kitaplar hayat yolunun en güzel aydınlatıcı aracıyken, neden evin içinde ardiyelik bir eşya gibi algılanır? Bu ilgi çekici sorunun düşündürdüklerini şöyle sıralamak mümkündür.
1-Hanımlar ilgi alanının odağında bulunmak isterler. Kitabın ilgi alanına ortak olması hoşlarına gitmez.
2-Ev, hanımların hâkimiyet alanıdır. Fiziksel olarak kitapların hâkimiyet alanını daraltması tahammül edilmezdir.
3-Kitaplar toz toplar ve temizlik hizmetlerinin artmasına yol açar. Bu durum hanımlara yeni külfet demektir.
4-Kitaplar sadece süs ya da kültürlü görünme sevdasından kaynaklanmıyor sürekli okunuyorsa zaman zaman dağınıklığa yol açar. Bu durum evin düzenine ve estetiğine vurulan bir darbedir. Evin estetiği için kitapların ortalıkta dolaşmaması mümkünse hemen paketlenip depoya atılması gerekir.
5-Kitap artık modası geçmiş kültürel bir alışkanlıktır. Artık yerini bilginin hızla aktığı ve herkese ulaştığı internete bırakmalıdır, çağımızdan ve evden uzaklaşmalıdır.
6-Kitap okuma yalnız yapılan bir eylemdir. Evlilik ise müşterek bir hayattır. Okuma müşterek hayatı sekteye uğratabilir. Kitap müşterek hayatın bariyeri olabilir.
7-Kitabın evde bazen faydası olabilir. Hır gür çıkarma, yakınma için kitap konusu hazır paket programdır.
8-Kitap düşünsel özgürlüğün aracıdır. Okudukça insanın düşünce dünyasındaki manevra sahası genişler. Bu durum hanımların etki alanını daraltır. Hanımlar düşünce fukaralarını daha rahat etkilerler.
9-Birçok Hanım için öncelik servettir kültür değil. Servetin şatafatı vardır kültür sessiz ve mütevazıdir. Onun için kitap biriktirileceğine para biriktirilmelidir.
10-Kitapların karanlık depolara atıldığı yerlerde aydınlık beyinlerde hapishanelere atılır. Aralarında organik bağ vardır. Kitap evin fazlalığı değil belki de en güzel süsüdür. Kitabı ateşten, rutubetten ve evin hanımından korumak kültürümüzün en önemli bir sorunudur.
(Bu yazı bir gerçeğin biraz abartılmış mizahi ifadesidir. Alınganlık göstereceklere dipnot olarak sunulur.)
Değerli dostum Ali İlbey’in 31/07/2012 tarihli Haber Vaktim.com’da yayınlanan “Evi Barkı Yıkan Kitap Delileri” başlıklı yazısında Seyfettin Sağlamdan alıntıladığı öykü, yazımıza ek olarak hayli ibret vericidir
“SENİN ADAMI SAHAFLARDA GÖRMÜŞ BİZİM HERİF, İKİ DE KİTAP ALMIŞ BOHÇAYA SARMIŞ”
“Geçen asırda Fatih semtinde iki kadın evlerinin cumbasından sarkmış dedikodu ediyorlar:
-Hanım, hanım senin adamı Tavukpazarı’nda meyhanede görmüşler.
-Olsun, parası biter, midesi bulanır, bırakır gelir.
-Hanım, senin adam bir Ermeni dilbere tutulmuş.
-Olsun, Ermeni dilberinin bıyığı çıkar usanır, sonracığıma, içerde uyuyan oğlu küçük Sait’i de çok sever, bir gün yuvasına döner.
-Hanım, hanım senin adamı sahaflarda görmüş bizim herif, iki de kitap almış bohçaya sarmış.
-Eyvah! Bunun çaresi yok. Evime kuma geldi. Artık mezar paklar, hangi hocaya gidip okutmalı, üflemeli, muska yazdırmalı...”
Durdu GÜNEŞ
Yorumlar
Anlamlı,düşündürücü,ince mizah,hicv yüklü ve istisnalar hariç çoğu zaman gerçek yaşamdan kesit gibi gözükmekle birlikte ne yazıkki günümüz bilgi işlem çağı internet var gibi sığınmalara da gidilebiliyor.Ama kitap her zaman ağırlıklı yerini koruyacaktır.Anlamlı çalışmanızı kutlarım üstadım.
+1 # CVP: HANIMLAR EVDEKİ KİTAPLARDAN NEDEN YAKINIRLAR? — 01-08-2012 17:24
Ancak bunun çaresi de durumu idare edebilmekten geçmektedir sanırım..
teşekkürler..