Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Editörün "özgeçmiş" mesajını okuyunca önce sayfalara sığmaz diye düşündüm.
Sonra;
İbn-i Haldun geldi aklıma "Devletler de insanlar gibi doğar,büyür,ölür" tesbitiyle.
.
Sonra Mevlana geldi "Hamdım,piştim,yandım" şerhiyle.
.
Sonra İstanbul,Şişli,Pangaltı'daki fotoğrafcının  "Olay molay yok,açıldık,fotoğraf çekiyoruz" yazan afişini hatırladım.

.
Sonra Harun Reşid ile kardeşi Behlül arasında geçen dünya ve hesab kıssasını hatırladım.
.
Hesab gününe hazırlık olarak Behlül Kızgın sacın üzerine çıkıyor "Bir hırkam,bir seccadem var"deyip iniyor.
Harun Reşid ise emval ve akarını sayamadan adamları tarafından indiriliyor ateşin üzerinden..

Peki bunların arasında benim özgeçmişimin bir mesabesi olur mu diye düşündüm.
Karar verdim ki olmaz.
.
Sıradan bir şoforün oğlu oarak 8415 nüfuslu bir ilçede doğmuşum.
İmam Hatib Mektebinde okumuş,
İmamlık yapmamışım.
Hatta mecsburi hizmetin ifası ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nda sınava girdiğimde hocaların "Oku bakalık imam efendi bir aşır" emirerine,aşır nedir bilmem,öşür ise hububat vergisi diye cevab vermişim.
.
Anlamamışlar imtihan neheyetindeki hocalar
Bari bir Elham oku demişler
Elhamı da bilmem,kulhüyü de diye cevab vermişim.
.
İmdada ÖSS yetişmiş.
Eğitim Enstitüsüne kapağı atıp kurtulmuşum imamlıktan.
.
Üç sene göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş.
Bu defa Milli Eğitim yakama yapışmış
Hadi Bakalım Öğretmenliğe diye.
.
12.Eylül.1980 ortamında  bir sene dokuz ay,onbirgün Milli Eğitim Hizmetinde çalışmışım.
.
Sonra kapağı İstanbul'a atmışım.
Çok para kazanacağım,zengin olacağım...
.
Bir günde üç işi birden yapmaya çalışırken
Bir akrabamızın ölümü gözümü açmış.
.
Hırstan arınmış
Tevekküle dayanmışım.
.
1985 den bu yana 
Beyazıt semtinde mali müşavirlik adı altında gün geçiriyorum.
.
2008 yılına kadar doğum tarihimi bile yanlış biliyormuşum.
azbuz.com.da tanıştığımız bir ağır ceza hakimi beni dostluğuna kabul etti.
Muhasebe dükkanımı şereflendirdi.
Müteakib günlerde sen dedi akrep burcundansın.
Olamaz dedim ben Mayıs ayında doğmuşum,kafa kağıdında öyle yazıyor.
Hayır dedi Ali Bey senin yazılarında burcunun akrep olduğu anlaşılıyor.
Babama sordum.
Oğlum dedi senin 10.Kasım'da doğdun.Ben O tarihte İstanbul'da çalışıyordum.Altı ay geç yazdırdım seni nüfusa.
.
Akreb burcu insanlarının özelliklerine baktım,kendimden korkmaya başladım.Yolda yürümeye korkar oldum.Aman nefsime hakim olamam da kahramanlık yapmaya kalkışırım diye.
.
Gel gör ki kaderden kaçılmıyor.
.
Tüketici Mahkemesindeki bir davam üç sene dört ay sürdü.Dava değeri 728 lira idi.En sonunda dayanamadım.Cevab dilekcemde  meşhur bir şahsiyetin şanslı evladı olan davalı avukatına "laf salatası yapıyor" deme cüretinde bulundum.Meğer hakaretmiş.İki senedir de bu davada maznun olarak yargılanıyorum..Asliye Ceza Mahkemesinde.
.
Akrabam olan bir avukat bana ihanet etti.Bağlı olduğu baroya yarım sayfalık şikayet dilekcesi gönderdim.Avukat efendi dört sayfalık cevabi dilekcesine 24 sayfa özgeçmişimi eklemiş,baroya sunmuş savunma özgürlüğü adı altında.Bu dilekce ve eklerini görünce cep telefonuna "cevabına benim özgeçmişyimi ekleyeceğine,karının kim olduğunu ekeseydin" mesajı gönderdim.Meğer bu da hakaretmiş.Bundan dolayı da ....Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıyorum.
.
İhtiyarseyyah adında birde Twetter hesabım vardı.Bir dostum hergün Osmanlıca bir-iki beyit gönderiyor,bende onları çözmeye çalışıyordum.Şimdi o hesab da kapanmış....
.
Görüldüğü gibi efendim
Öyle ahım şahım bir özgeçmişimiz yok:
Doğduk,
Yaşıyoruz
Öleceğiz.
.
Hamdık,
Piştik
Yanıyoruz.
.
Arada sırada da böyle karalıyoruz işte.
Saygıyla
Sevgiyle.
 

 

Yorumlar  

#1 Editör 25-01-2015 17:24
İhtiyar seyyah sizi bir kez daha tanıdığımıza sevindik. azbuz.com ile tanıştığımızdan bu yana 13-14 yıl geçmiş şimdi sevgi pınarında.. Sizi sitede görmekten mutluyuz..
#2 ihtiyarseyyah 27-01-2015 15:28
Teknoloji böyle işte.Uzağı yakın,meçhulü malum ediyor,gıyabiyi vicahiye çeviriyor.Kalbden kalbe köprü kuruyor,sanalı sahici yapıyor.Birde sigarayı bıraktırabilse....:)
#3 halil şakir taşcıoğlu 28-01-2015 07:45
Yıllar öncesinden yazdığım bir manzum kıssa aklıma geldi asayım istedim...
saygılar ve de selamlarımla...HŞT

Behlüldane İle Harunür Reşit

Bağdat ta bir hükümdar, büyük Harun-ür Reşit
Hak yolundan hiç çıkmaz, her dem herkese eşit.
Adli ilâhi onun vazgeçilmez düstûru
Hazinesi dopdolu, sanılmasın kupkuru.
Hak yolunun eridir, ermişe değer verir
Behlüldane hazretin kıssalarıyla erir...

Çağırır otağına, hasbihâl etmek için
Vezirleri yol verir; Üstâdım buyrun geçin.
Hünkâr karşılar piri, oturtur baş köşeye
Hazret bakar da sorar, masadaki şişeye.
Nedir Harun-ür Reşit, şişedeki bu mâyi?
Sarfeder misin yoksa, şişelerle mesâi?
Hünkâr biraz hiddetle; Camdaki sudur hazret,
İçkiye el sürmeyiz, sürenlere nezâret! ..
Behlüldane merakla; Affet beni hünkârım,
İçtiğin su da olsa, bir soruda kararım:
Diyeceğim; bu suyu her daim bulur musun?
Suyu olan vermez se, sen susuz kalır mısın?
Hünkâr der; Boş söylersin, ondan kolay ne var ki?
Su, her nerde var ise, hem, kim karşı koyar ki?
Hazinem dolu altın, kim itiraz edecek! ..
Parayla da vermeyenin, tiz kellesi gidecek...
Okum var, kılıcım var, cengâver neferlerim,
Bir kere de olsun be, su için seferlerim!
Ben büyük bir hünkârım, su bulmak nedir bana?
Bu muydu ki merakın, söyle, ne dersin buna?

Hünkâr sordu soruyu, cevap ermişe düşer
Veremez se cevabı ermişin karnı şişer.
Cevabım şudur şâhım; Suya kavuşman kesin,
Zaten belli oluyor, pek gür çıkıyor sesin.
Bulduğun bu suları, şüphem yok içeceksin..
Kısa bir süre sonra dışarı dökeceksin.
Söylemek istediğim, su içince nolacak?
Biraz terin akacak, biraz idrar olacak...
Gücün var mı hünkârım, tere mâni olmaya?
İdrarın çıkmasına bir kaç çâre bulmaya...
Hünkâr yine hiddetle; Kafamı karıştırdın,
Bu defa hünkârını köşeye sıkıştırdın! ...
Yaradanın işine gücüm yeter mi benim?
Muktedirim dedim se, buna âciz bedenim!
Sen ki, ey Behlüldane, beni iyi tanırsın,
Birazcık insaflı ol, sen beni ne sanırsın?

Behlüldane dersini verir ince zihniyle
Der ki büyük hünkâra, yaradanın izniyle:
Hakkından gelemezsin bir maşrapa idrarın,
Neye yarar ki senin, övdüğün iktidarın? ...

Antalya-2002

Halil Şakir Taşçıoğlu

2010 SENKRON MATBAA BASIMI "BİZİM ELLER" ŞİİR KİTABIMDAN.
#4 ihtiyarseyyah 28-01-2015 14:50
Yani efendim;
Halil Şakir ismini görmesem
Antalya-2002 dipnotunu görmesem
Manzumenin 18.yüzyıl şairlerinden olduğunu düşünmeye başlayacaktım.
.
Bazen kıskanıyorum işte böyle eserleri görünce.
Sonra avunuyorum "hilkat ve kabiliyet meselesi"diye.
.
Saygıyla
Sevgiyle

Yorum Yapabilmek için Siteye Kayıt olmanız gereklidir.

Siteye Kayıt için Tıklayınız.