Anasayfa
HANIMLAR EVDEKİ KİTAPLARDAN NEDEN YAKINIRLAR?
HANIMLAR EVDEKİ KİTAPLARDAN NEDEN YAKINIR?
Hanımlar özellikle beylerin evdeki kitaplarından yakınma eğilimindedir. Kitaplar hayat yolunun en güzel aydınlatıcı aracıyken, neden evin içinde ardiyelik bir eşya gibi algılanır? Bu ilgi çekici sorunun düşündürdüklerini şöyle sıralamak mümkündür.
1-Hanımlar ilgi alanının odağında bulunmak isterler. Kitabın ilgi alanına ortak olması hoşlarına gitmez.
2-Ev, hanımların hâkimiyet alanıdır. Fiziksel olarak kitapların hâkimiyet alanını daraltması tahammül edilmezdir.
- Ayrıntılar
- Durdu Güneş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 5179
Uykulu Nergis
Uyu...Gölde yüzen nilüfer gibi
Bir kuşun kanadını okşuyor gibi uyu...
Sanki rüyalardan gülümser gibi
Bir çiçeği ruhunla kokluyor gibi uyu...
- Ayrıntılar
- Adem Konan tarafından yazıldı.
- Gösterim: 2865
BAŞ DÖNDÜREN MAKAM
BAŞ DÖNDÜREN MAKAM
Sokrates, “Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez” demiş. İnsanın hayata dair sorular sorarak gerçeğe ulaşmasının önemine vurgu yapmıştır.
Günümüzde insanların hayata bir anlam vermekten ziyade maddi bir çıkar elde etmesi birinci öncelik haline gelmiştir. Onun için bilginin, erdemin, sevginin önemi devre dışı kalmaktadır.
Makam sahibi olmak hak edilmemişse insanın başını döndürür. Bir anda dostluğu, erdemi, gerçeği unutturur. Eğer ehil değilseniz yükseklere çıkmanız tavsiye edilmez. Oradaki baş dönmesi sizi uçuruma sürükler.
- Ayrıntılar
- Durdu Güneş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3609
Çağdaş Bir Masal
(Dünyanın Bütün Çocuklarına)
Kin varmış
Sevgi yokmuş
Savaş varmış
Barış yokmuş
Balığın hakkı varmış
İnsan hakkı yokmuş
Evvel zaman içinde
Kundak duman içinde
Bir bebek uyanmış kan uykudan
- Ayrıntılar
- Hadi Güngör tarafından yazıldı.
- Gösterim: 2872
İlaçlarla beraber içilen greyfurt suyunun tehlikeleri..!
Çanakkaleden gönderilen bir mail birden greyfurd meyvesinin üzerine dikkatleri çekti. Bu mailde kişi eşinin başından geçen bir olayı anlatmaktadır. Eşinin sürekli baş ağrısı çektiğini bir türlü geçmediğini çeşitli doktorlara gitmiş isede bir türlü geçmediğini daha sonra kendiliğinden ağrının geçtiğini sonradan kendi başına yaptığı araştırmada grip ilaçları ile birlikte C vitamini takviyesi olarak verilen greyfurdun ilaçlarla etkileşmesi nedeniyle Allahdan sadece baş ağrısı ile atlattığını belirtmektedir.
Bende kendi adıma sitemde okuyucularıma bu önemli konu hakkında bilgilendirme düşüncesi ile hazırladığım çalışmamı sunuyorum:
Greyfurt suyu bazı ilaçlarla etkileşime girerek ölümle sonuçlanabilen yan etkiler oluşturmaktadır. Bağırsaklardaki enzimler greyfurt suyu içince yok olmakta ve bu nedenle de ilacın parçalanması geciktiğinden kanda birikmekte ve sonuçta ilaç zehirlenmesine neden olabilmektedir.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 5061
Ufkun Öbür Yanında Sen
Ufkun öbür yanında sen
Bense hangi yandayım bir bilsem
Sevdalara ad takmak yetmiyor bize artık
Avunmak çare değil aşk adına hükümse yasak
Hangi rotada yön bulur aşka tutsak yüreklerde ah bilebilsen
Bir adım ötesini kestiremedikten sonra zamana inat dolu dizgin
Hatırlıyorum ilk aklımda kalan deli dolu rüzgarlara karışmış bir perçem saçın
Çocukluğuna dönsen inan ki bu kadar masum olamazdın...
Karadenizin dalgalı gün yüzünü andırıyor bakışlarındaki kor, gizem
Belki de kendimde seni buluyorum ben istemeden öylesine pervasızca
- Ayrıntılar
- İlhan Koruyucu tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3640
İrade
12.Mart'ın ürünü efendim bildiğim kadarıyla "İradesiyle kendini vergilendiren halk millettir"sözü.
Birde altına ciddiyet kesbetsin diye Mustafa Kemal Atatürk yapıştırmışlar.
Tamam artık.Vergi kaçırana helal olsun.Kimin haddine vergi kaçırmak.
En ufak bir şüphede
"Sen halk mısın,millet misin" sorusuna muhatab olmaktan korkacak olan insanlarımız Hiç vergi kaçıramayacaklardı
Daha doğrusu
Hiç bir gelirlerini beyan dışı bırakamayacaklardı.
Hocapaşa vergi dairesinin duvarlarına nakşedildiğinin hemen ertesi günü
Sormuşlardı bir vergi mükellefine
Halk mı olmak istersin millet mi diye.
.
Kelime haznemiz geniş
İnsanımız hazırcevab olduğundan efendim
Tarihsel cevab gecikmemişti
-Ben vatandaşım hemşerim....
- Ayrıntılar
- İhtiyarseyyah tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3626
Ayrılık havası
Ben nefret eyledim sizin gerçekten
Yalanı severim, yalanı gayrı..
Tiksindim bülbülden, gülden, çiçekten
Yılanı severim, yılanı gayrı..
'Sapıtmış bu' diye beni yeriniz
Hakkımda bin türlü hüküm veriniz
Omuzumda yüktür dirileriniz
Öleni severim, öleni gayrı..
- Ayrıntılar
- Abdurrahim Karakoç tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3747
Fikret Mualla(1903-1967)
Hayat Öyküsü
SIRA DIŞI BİR YAŞAM
Trajik yaşamı ve bunalımlarıyla, resminin özgün-kişilikli yapısıyla Fikret Mualla, çağdaş resim sanatımızın kapılarını Batı dünyasına açmayı başarmış ve Batılı kaynaklarda kendi adından söz ettirebilmiş ilk Türk sanatçısı...
Türk resim sanatının en önde gelen ustalarından biriydi Fikret Mualla... Resimlerinden daha çok akılalmaz kişiliği ve sıra dışı hayatıyla tanındı ve anıldı... "Bohem sanatçı" kavramının Türkiye'deki belki de tek örneği olan Mualla, gerçekten de çılgın bir hayat yaşadı... Resmin, alkolun, delilik ile dahiliğin arasında gezinen trajik bir yaşamın izleriydi bunlar...
Genellikle renkli fon kağıtları üzerine guaş boya ile çizdiği resimlerinde, yeteneği erken yıllarda biçimlenmeye başlamış bir sanatçı olarak belirdi. Yaşamındaki savrukluk ve düzensizliğin aksine, resimlerinde konuya ve üsluba hakim bir sanatçı tutumu yansıttı. Paris'in eğlence yerleri, içki salonları, sokakta gezinen insanları, kafeleri, Fikret Mualla'nın irili ufaklı resimlerinde renkli bir anlatımla sergilendi.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 8228
YOK EDİLİŞE İSYANIM
YOK EDİLİŞE İSYANIM
Uğuldayan beynimde ki seslerin,
Mantık süzgecinden geçemeyen olaylar,
Bir de gittiğimiz yola döşenen mayınlar,
Daracık koridorlarında çıkmaz sokaklar..
Öyle bir sis var ki ortalık toz duman,
Ufkumuzu kaybettik, bırak geleceği,
Düşünmemek ile yaşamamak arasında bir seçim,
Kim karar verecek ben mi yoksa kim?
- Ayrıntılar
- Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4413
Hiç(ler)
kayan yıldız görmedim
hiç
dilek de tutmadım
hep başım önüme eğik gezdim
çünkü ben suçluydum
çünkü ben
vefasızların en vefasızını
yani seni sevmiştim
hiç
yüzme bilmediğim halde
engin denizlere daldım
vurgun yemeye alışıktı yüreğim
hiç korkmadım
mezem hep sen oldun
şişem de sen
bardağım da sen
saki de
- Ayrıntılar
- Ömer Osman Avcı tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4368
Ben seni geceleri seviyorum
Ben seni geceleri seviyorum.
Gecenin o sıkıcı havasında,
Beni eğlendirecek bir şeyler ararken,
Her arayışta seni bulmayı seviyorum.
Yüreğimle yıldızlara bakarken,
İsmini onlarla yazmayı seviyorum.
Ben bu gecenin sessizliğinde,
Seninle dopdolu olmayı,
Ve bu gecenin sessizliğinde ,
Yüreğimi kıpır kıpır eden,
Senin sevgini seviyorum.
- Ayrıntılar
- Ramazan Dereli tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4290
Kırşehir'in Tarihi Eserleri
TARİHİ ESERLER
Anadolunun en şirin ili Kırşehir işlek yol güzargahlarında bulunması nedenikle çeşitli uygarlık ve kültürlerin etkisinde kalmıştır. Kırşehir de tarihi eserlerin hemen hemen hepsi Türklerin yaptığı ve çoğunlukla medrese, cami ve türbelerden meydana gelir.
Cacabey Camii : Kırşehir il merkezinde yer alan medrese halk arasında minaresindeki yeşil çinilerden dolayı "Cıncıklı Camii" olarak bilinmektedir. Selçuklular döneminde Kırşehir Emiri Nurettin Cibrilbin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında yapılmıştır. Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir. Taç kapısının hemen solunda Cacabey'in yattığı türbe yer almaktadır.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 10573
Erzurumlu Emrah
Erzurumlu Emrah XIX. asrın birinci yarısında yaşamıştır. Araştırıcılar, Erzurum'lu olduğu konusunda ortak bir noktada buluşmuşlardır. Kendisi divanındaki bir gazelinin sonunda:
Ne aşıklar çıkuptur Erzurum'dan lik Emrah'ı
Bu esnada hakikat bezminin üstadı ben çıktım.
beytiyle Erzurum'lu olduğunu belirtmiştir.
Erzurum'dan Yavı Nahiyesi'ne giden yol üstünde Tanbura Köyün'de
dünyaya gelen Erzurumlu Emrah'ın doğum tarihi hususunda ihtilaf vardır.
Emrah'ın hayatı belirsizlik içindedir. Klasik halk şairlerinden Tokatlı Nuri ve Erzurumlu Erbabi ile aynı yüzyılda yaşamış bulunduğuna onlarla müşterek hayat sürdüğüne bakılırsa, 1230-1235 m.1815-1820 seneleri arasında doğduğuna hükmedeceğiz.
Haşça Kal Demeden Gittin
Ben geceleri gündüz yaptım
Seni mumlar ile aradım
Neredesin bir haber alamadım
Bir hoşcakal demeden terk edip gittin
Arıyorum sensiz olan her günümde
Sıcaklığını hala duyuyorum içimde
Hiç fark ettirmedin en son gördüğümde
Bir hoşcakal demeden terk edip gittin
- Ayrıntılar
- Hüseyin Tuztaş tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4122
Sayfa 52 / 70